Fethiye Kayaköy, tarihi dokusu ve eski yerleşim evleriyle ünlü bir köydür. 1923 yılına kadar Rumlar tarafından yaşanan bu köy, mübadele ile terk edilmiştir. O dönemde köyde yaklaşık 2000 kişi yaşamaktaydı. Eski ismi Levissi olan Kayaköy, bugün bir açık hava müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır. Köydeki boş evler, kiliseler ve okullar hala ayakta durmaktadır ve geçmişe duyulan özlemi yansıtmaktadır.
Kayaköy’ün en ünlü sakinlerinden biri, yazar Louis de Bernieres’tir. “Bir zamanlar Bir Ada” adlı kitabında, Kayaköy’ün tarihi ve yaşanan mübadele olayını ele almıştır. Köy, kitabın da etkisiyle son yıllarda popüler bir turistik mekan haline gelmiştir. De Bernieres’ın kitabı, köyde yaşananları ve insanların duygularını çok etkileyici bir şekilde aktarmaktadır.
Kayaköy’de yaşamış olan diğer önemli isimler arasında ressamlar, yazarlar ve sanatçılar bulunmaktadır. Köydeki tarihi dokuya ilham veren bu isimler, Kayaköy’ün bugün bile sanat ve kültür dünyasında önemli bir yere sahip olmasını sağlamışlardır. Geçmişteki yaşamı, anıları ve duyguları hissedebilmek için Kayaköy’ü ziyaret eden herkes, bu önemli isimlerin izlerini sürerek, geçmişe duyulan saygıyı daha da arttırmaktadır.
Antik dönemde Lycialılar
Lycialılar, antik çağda Anadolu’nun güneybatısında, günümüzde Muğla ve Antalya illerinin içinde bulunduğu bölgede yaşayan ve kendi dilini konuşan bir halktı. Likya bölgesi, denizci ve tüccar Lycialıların yaşadığı zengin ve gelişmiş bir bölgeydi. Lycialılar, önemli bir ticaret merkezi olan Xanthos, Patara ve Myra gibi şehirlerde yaşarlardı.
Lycialılar, özgün mimarileriyle de tanınırlardı. Likya’da kayalara oyulan mezarlar ve kaya kabartmaları ile dikkat çekerlerdi. Lycialılar aynı zamanda denizcilikte de önemli bir yer tutarlardı. Deniz ticaretinde büyük bir rol oynayan Lycialılar, limanlarını geliştirip ticaret gemileriyle Akdeniz’e açılmışlardı.
- Lycialılar, kadın erkek eşitliğine önem veren bir toplumdu.
- Likya bölgesi, doğal güzellikleriyle de ünlüydü ve turistik bir cazibe merkezi haline gelmiştir.
- Lycialılar, dini inançlarında da özgün öğeler taşırlardı ve tanrılarının yanı sıra yerel tanrıçalara da taparlardı.
Lycialılar, Helenistik dönemde Helen kültürüyle etkileşime girmiş ve kendi kültürel miraslarını korumuşlardır. Likya bölgesi, antik çağdaki önemli uygarlıklardan biri olan Lycialılar’ın yaşadığı ve mirasını bıraktığı bir bölge olarak bugün de tarih ve arkeoloji meraklılarının ilgisini çekmektedir.
Bizans döneminde Hristiyanlar
Bizans İmparatorluğu, MS 4. yüzyıldan MS 15. yüzyıla kadar varlığını sürdüren bir Hristiyan imparatorluğuydu. İmparator Constantine tarafından 330 yılında İstanbul’un (Konstantinopolis) başkent ilan edilmesiyle Hristiyanlık resmi din olarak kabul edildi. Bu dönemde Hristiyanlar, imparatorluğun çeşitli yerlerinde yaşamaktaydı.
Bizans döneminde Hristiyanlık, imparatorluğun kültürel ve dini hayatında önemli bir rol oynadı. Kilise, Bizans toplumunda merkezi bir konuma sahipti ve dini törenler halkın günlük yaşamında önemli bir yer tutuyordu. Hristiyanlık, Bizans sanatı, mimarisi ve edebiyatı üzerinde de büyük etkiye sahipti.
- Bizans döneminde Hristiyanlar, dua ve ibadet için kiliselere giderlerdi.
- Hristiyanlık, Bizans imparatorluğu içinde yayıldıkça, pagan inançları ve uygulamaları yavaş yavaş ortadan kalkmaya başladı.
- Bizans döneminde Hristiyanlık, imparatorluğun resmi ideolojisi haline geldi ve imparatorlar, kilisenin otoritesini kullanarak güçlerini pekiştirmeye çalıştılar.
Bizans döneminde Hristiyanlar, imparatorluğun dini ve sosyal yapısında belirleyici bir rol oynadılar ve Bizans kültürünün gelişiminde önemli bir etkiye sahip oldular. Ancak, 1054 yılında Roma Katolik Kilisesi ile yaşanan Büyük Ayırım (Schism) sonucunda Doğu ve Batı Hristiyanlığı arasında kopukluk yaşandı ve Hristiyan dünyası ikiye bölündü.
Osmanlı döneminde Müslümanlar
Osmanlı İmparatorluğu, 1299’dan 1922’ye kadar varlığını sürdüren büyük bir imparatorluktu. Bu süre boyunca Müslümanlar, Osmanlı toplumunun önemli bir parçasıydı. İslam dinine mensup olan Müslümanlar, ülkenin çeşitli alanlarında etkili roller üstlendiler. Müslümanlar, devlet kurumlarında, askeri alanlarda ve ticarette etkili olmuşlardır.
Osmanlı döneminde Müslümanlar arasında farklı kültürel ve etnik gruplar bulunmaktaydı. Türk, Arap, Kürt, Boşnak gibi çeşitli etnik kimliklere sahip Müslümanlar, imparatorluğun çeşitliliği ve zenginliğine katkıda bulunmuşlardır. Müslümanlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun genişleyen sınırları içinde barış ve hoşgörü içinde bir arada yaşamışlardır.
- Müslümanlar, Osmanlı toplumunda dini ve kültürel etkilerini güçlü bir şekilde korumuşlardır.
- Osmanlı döneminde Müslümanlar, saray bürokrasisinde önemli pozisyonlarda bulunmuşlardır.
- Müslümanlar, Osmanlı mimarisinde ve sanatında da önemli rol oynamışlardır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte Müslüman toplumunda da değişimler yaşanmış ve farklı siyasi ve sosyal yapılar ortaya çıkmıştır. Ancak Osmanlı döneminde Müslümanlar, imparatorluğun zengin ve renkli tarihinde önemli bir yer tutmaya devam etmektedirler.
1923 Türkiye-Yunanistan nüfus mübadelesi sonrası terk edilmiş
1923 yılında Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan nüfus mübadelesi sonrası birçok köy ve kasaba terk edilmiştir. Bu mübadele sonucunda, Türkiye’deki Rumlar Yunanistan’a, Yunanistan’daki Türkler ise Türkiye’ye göç etmiştir. Bu durumun ardından, terk edilmiş köyler ve kasabalar kaderine terkedilmiş ve terkedilmiş binalar yavaş yavaş harap olmaya başlamıştır.
Özellikle Batı Anadolu ve Trakya bölgesindeki terk edilmiş köyler hala bazı izlerini taşımaktadır. Terkedilmiş evler, kiliseler ve okullar zamanla iyice harap olmuş ve doğanın kucağına terk edilmiştir. Bazı terk edilmiş bölgeler ise turizmin ilgisini çekmekte ve keşfe açılmaktadır. Bu bölgelerdeki terkedilmiş binalar ve sokaklar turistlerin ilgisini çekmektedir.
- Terk edilmiş köylerin birçoğu hala izlerini taşımaktadır.
- Bazı terkedilmiş bölgeler turistlerin ilgisini çekmektedir.
- Nüfus mübadelesi sonrası terk edilen binalar zamanla harap olmuştur.
20. yüzyılda terk edilmiş bir kasaba olarak korunmaya alınmış
20. yüzyılda terkedilmiş ve zamanla unutulmuş bir kasaba olarak bilinen bu yer, son zamanlarda korunmaya alınmıştır. Kasabanın sokaklarındaki eski binalar ve tarihi yapılar hala ayakta durmaktadır ve ziyaretçiler için merak uyandırmaktadır. Bu kasabanın geçmişi derin ve gizemlidir, bir zamanlar canlı ve hareketli bir yerdi.
Kasaba sakinleri, yıllar boyunca terkedilmiş kasabayı korumak için çaba sarf etmişlerdir. Restorasyon projeleri ve tarihi yapıların korunması için çalışmalar yapılmıştır. Ziyaretçiler, kasabanın tarihi ve atmosferini hissederek bir zamanlar burada yaşamış olan insanların izlerini takip edebilirler.
- Eski kiliseler
- Tarihi evler
- Sokak pazarları
Kasabanın terkedilme sebepleri arasında ekonomik zorluklar, doğal afetler ve göç gibi faktörler yer almaktadır. Ancak günümüzde kasaba, turistlerin ilgisini çekmekte ve yeniden canlanmaya başlamaktadır. Tarih ve doğa tutkunlarının keşfetmesi için harika bir yer olan bu kasaba, unutulmuşluğundan kurtularak tekrar hayata dönmektedir.
Bugün turistler ve ziyaretçiler tarafından gezilen bir açık hava müzesi
Dünya genelinde birçok ülkede bulunan açık hava müzeleri, tarih ve kültür severlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Bu müzeler, genellikle tarihi köyler, antik kentler veya etnografik yerleşimler gibi alanlarda kurulmuştur. Ziyaretçiler bu müzelerde, geçmiş dönemlere ait gerçek yaşam koşullarını ve gelenekleri deneyimleme fırsatı bulmaktadır.
Burada, birçok turist ve yerli ziyaretçinin gözdesi haline gelen açık hava müzelerinden biri üzerine konuşacağız. Bu müze, doğal güzellikleriyle etkileyici bir atmosfere sahip ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Ziyaretçiler, burada yürüyüş yapabilir, piknik yapabilir veya tarihi yapıları ziyaret edebilirler.
Ayrıca, müzenin içinde bulunan restoran ve hediyelik eşya dükkanları da ziyaretçilere yöresel lezzetleri deneme ve hatıra alışverişi yapma imkanı sunmaktadır. Ziyaretçiler genellikle bu müzeden hem tarihi ve kültürel bir deneyim hem de keyifli bir gün geçirme fırsatı bulmaktadır.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
UNESCO Dünya Mirası Listesi, dünya çapında önemli kültürel veya doğal mirasa sahip alanları korumak ve tanıtmak amacıyla oluşturulmuştur. Bu listede yer alan alanlar, dünya genelindeki tarihî, bilimsel veya estetik açıdan büyük öneme sahip yerlerdir.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan alanlar, dünyanın farklı bölgelerinde bulunmaktadır ve ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunmaktadır. Bu alanlar genellikle tarihî şehirler, doğal parklar, anıt alanlar ve benzeri yerlerden oluşmaktadır.
- İstanbul’un Tarihi Yarımadası
- Mont-Saint-Michel ve Koyu
- Angkor Tapınağı
- Great Barrier Reef
- Machu Picchu
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu alanlar, dünya mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir öneme sahiptir. Bu alanların korunması ve ziyaret edilmesi, kültürel çeşitliliğin ve doğal mirasın devamını sağlamaktadır.
Bu konu Fethiye Kayaköy’de kimler yaşamış? hakkındaydı, daha fazla bilgiye ulaşmak için Fethiye Hayalet Köy Neden Terk Edildi? sayfasını ziyaret edebilirsiniz.